Gümüş Beyazı Sırtında Beni Taşır Mısın?
- Betül Gaye Dinç
- 20 Ara 2018
- 12 dakikada okunur
Karakterler
Laura: 30 yaşlarında Alman bir kadındır. Yönetmen yardımcısıdır.
Gorilla: 15 yaşında Kongo’dan Al-manya’ya getirilmiş erkek bir gorildir.
Yönetmen ve baştaki ofis çalışanları
Doktor: Aynı zamanda dış ses
Yer: Almanya’da bir ofis.
Tek Perde
(Sahne, bir ofis olarak dizayn edilmiştir. Sahnenin ortasında dört tane kübikten oluşan bir platform vardır. iki önde iki arkada olan kübiklerin geriye doğru artan bir eğimi olduğu için bu dört kübik de görülebilir. Dört kübiğin içinde üç insan ve önde bir goril bulunmaktadır. İşlerle ilgili hareketleri aynı anda ayni şekilde yapmaktalardır. Diğer üç insan hızlı ve uyumlu bir şekilde hareket ederlerken gorilin bazen şaşırdığı görülür. Ama goril her seferinde çaktırmamaya çalışarak devam eder. Platformun etrafında kameralar ve çekim ekibi vardır.)
Dış ses: Gelecek teknolojisini elinde tutan şirketimiz Sehr Gut Tech gururla sunar: yapay zekâ teknolojisi sayesinde insan zekâsına sahip ilk hayvan: gory. Gory dakikada 100 kelime konuşabilir, okuyabilir hatta yazabilir. Sosyal çevreye uyumluluğu ile de uzman psikologlarımızdan tam not alan Gory, ofisinizde sizin en büyük destekçiniz olacaktır. Sehr Gut Tech!
Yönetmen: Kestik! Geçmiş olsun arkadaşlar iyi bir iş çıkardık.
(Gorilla devam etmektedir. Herkes toparlanıp çıkar. Geriye bir tek Laura kalır. O da çıkacakken Gorilla’nın devam ettiğini fark eder.)
Laura: (Gorilden çekinerek) Kestik. (Gorilla’dan cevap gelmediğini görünce) Çekimler bitti. Çalışmana gerek yok.
Gorilla: (İşinden kafasını kaldırır.) Bana mı diyorsunuz?
Laura: (Şaşkın bir şekilde) Evet, tabii herkes gitti.
Gorilla: Düşündüm ki, bir an ismimle hitap etmeyince başka birine sesleniyorsunuz.
Laura: Yok size, sana… Bitti yani gidebilirsin.
Gorilla: Bittiğini biliyorum. Benim işim bitmedi.
Laura: (Hala çekinerek) Burada çekim için bulunuyoruz, o bitince senin işin de bitiyor hani.
Gorilla: Burada iş için bulunuyoruz. Burası bir ofis.
Laura: Yok, sahne burası.
Gorilla: Sizin için sahne olabilir hanımefendi. Ben her gün burada çalışıyorum. Diğer ofis arkadaşlarım nereye gitti?
Laura: Oyuncuydu onlar. (Gorilla anlamamaktadır.) Yani tabi iş arkadaşların aynı zamanda.
Gorilla: İkinci söylediğinize katılıyorum. Bana bugün için ofisimizin burası olduğunu söylediler. Bana verilen bilgiye göre biz çalışırken bir yandan siz de çekim yapacaktınız. Çekiminizi yaptınız, sizin işiniz bitti. Benim hala yazmam gereken kodlar var.
Laura: Tabi... Yani sen öyle diyorsan. Neyse ben çıkıyorum o zaman. Sana eşlik edecek birileri yok muydu? Sanki bana birinin gelip seni alacağı söylenmişti.
Gorilla: Evet, Daniel Balinski, özel korumam gelip beni alacak. Benim onu aramamı bekliyor.
Laura: Gitsem senin için sorun olur mu?
Gorilla: Benim izin vermeye yetkim yok.
Laura: İzin istemiyorum zaten. (Eşyalarını toplayıp çıkmaya yeltenirken) Kalmamı mı istiyorsun?
Gorilla: Kalmanız gerekmiyor.
Laura: (Tam çıkarken) Bir saniye! Senin yüzde kaçın yapay zekâ?
Gorilla: Yüzde elli. Geriye kalan yüzde elli de bir Homosapiens'e en yakın hayvan zekasıdır.
Laura: Peki görüntün?
Gorilla: Görüntün derken ne demek istediniz?
Laura: Yani fiziksel olarak hep böyle miydin? Bilmiyorum ben hep gorillerin böyle 200 kilo civarı iri hayvanlar olduğunu düşünürdüm. Sen biraz sıskasın sanki.
Gorilla: Özel bir diyet uyguluyorum. Şehir yaşamına adaptasyon sürecinde olduğum için ne normal bir insanın ne de normal bir gorilin beslendiği şekilde beslenemem. Ayrıca fiziksel olarak iri ve hantal olmaktansa fit olmamın sosyalleşmeme artısı olduğu gözlemlendi.
Laura: ( Gorili biraz inceler.) O zaman ten rengin de bu yüzden daha açık. Yani hala siyahsın da... (Birbirlerine anlamsızca bakarlar.) Ama sırtındaki şekil güzelmiş. Dart gibi. (Anlamsızca bakışmalar.) Neyse ben gidiyordum. (Kapıyı açmaya çalışır kapı açılmaz.) Ee? Kapı kilitlendi mi? Açamıyorum.
Gorilla: Endişelenecek bir şey yok. Daniel gelince açılacaktır.
Laura: Ne demek Daniel gelince! Gelsin o zaman. Lütfen arar mısın? (Gorilla’dan cevap yok.) Seninle konuşuyorum. Korumanı arar mısın? (Hala tepki alamayınca sinirlenir.) Ya arasana şu adamı!
Gorilla: İşim daha bitmedi.
Laura: Pardon? Arasana ben kalamam burada bir hayvanla.
Gorilla: O sizin sorununuz.
Laura: Klostrofobim var, nefes alamam, bayılırım, boğulurum.
Gorilla: Bakın hanımefendi, beyniniz yegâne gücünüzdür. Halkımızın da söylediği gibi her şey beyinde başlayıp bitiyor. Derin nefes alıp verin. Kendinize iyi olduğunuza dair telkinde bulunun.
Laura: Ara diyorum, ver o telefonu bana, (Laura telefonu almaya giderken birden Gorilla’nın sert bakışları ve dişlerini gıcırdatmasıyla karşılaşır. Korkarak geri kaçar.)
Gorilla: (Hiçbir şey olmamış gibi) Merak etmeyin az kaldı, tam olarak 1 saat 13 dakika.
Laura: İyi o zaman. Ben şey yaparım, beklerim. Yok bekleyemem. Ararım o zaman birilerini. (Çantasını karıştırmaya başlar.) Böyle çözümler hep aklıma sonradan gelir. (Telefonunu çıkarır, birini arar.) Alo, benim... Laura! ya kimi... arasam bilemedim. (Telefon kapanır.) Sehr gut tech ofisinde- (Cevap alamayınca) Alo! Allah kahretsin, senin de şarjın bitsin aptal telefon. (Dış sesi taklit ederek) “Telefon şarjını bir haftaya kadar dayansın, sehr Gut Tech.” Yalancılar!
Gorilla: Bu nomofobikler için geçerli değildir. Güç tasarruf halinde şarjınız normalde 1 ay bile gidebilir.
Laura: Pardon?
Gorilla: Nomofobi, telefonsuz veya kapsama alanı dışında kalma korkusudur. Sizin anlamanız için halk arasında telemanyak olarak bilinen kişilerin hastalığı olduğunu söyleyebilirim.
Laura: Korku veya herhangi bir hastalık ile bir alakası yok canım, seninki de laf.
Gorilla: Bazı psikologlar, bu fobinin bir kısım vakalarda Homo Disconnectus’luğa giden yolda aslında kendini koruma yöntemi olarak kullanıldığını gözlemlemişlerdir. Hasta toplumdan kopacağını sezdiği zaman yapay yollardan topluma geri bağlanmaya çalışır. Ama diğer psikologlar da tam tersi bu hastalığın Homo Disconnectusluğun önemli bir katalizörü olduğunu söylüyorlar.
Laura: (Şakaklarını ovalamaya başlar.) Vızır vızır… Konuşuyorsun. Korkmuyorum, kopmuyorum. Ben sana niye anlatıyorum bunları! Ah! Başım! Şuradan bir ağrı-
Gorilla: Şu dolapta bitki çayı olmalı, kendinize çay yapıp sakinleşmelisiniz.
Laura: Yok, çay kesmez.
Gorilla: İlk yardım çantası da oradadır. Açıp ağrı kesici alabilirsiniz. Yalnız tavsiye etmem çünkü fazla hap kullanımı bağırsaklarınızdaki bakteri sayısını azalttığı için zararlıdır.
Laura: (Dolapta aramaya başlar hapı bulur ve içer.) Aç karnına mıydı ki bu? Aman neyse kısa sürede etkisini gösterse bari.
Gorilla: Cesurca bir hareket. Yan etkilerinden korkmuyorsunuz anlaşılan.
Laura: Biraz susar mısın? (Gorilla hayhay dercesine başını sallar. Laura başını ellerinin arasına alıp biraz dinlenmeye koyulur. Sonra aklına bir şey gelir.) Sen nereden biliyorsun bu dolapta çay ve hap olduğunu?
Gorilla: Bakın başınız ağrıyor diye susmamı rica ettiniz, kabul ettim. Şu an ben bu eylemi sürdürmeye kararlıyken bir anda fikir değiştiriyorsunuz. Bu kadar kararsızlık iş hayatınıza yüzde onluk kötü bir etki yapacak kadar zararlı bir davranıştır. Sorunuzun cevabına gelirsek Norveçli bilim adamlarının yaptığı son araştırmalara göre Almanya’da bir yılda bitki çayları tüketiminde listenin başını çeken yerlerin ofisler olduğu gözlemlenmiştir.
Laura: Norveçli bilim adamlarının işi gücü yok Almanya’da çaya mı takmış! Of başım!
Gorilla: Bu bir metafordur, hanımefendi. Gerçekliği kanıtlanmamış veya hiç var olmamış bilimsel bir bilgi için kullanılır. Ayrıca iş güvenliği yasası kapsamında ofislerde ilk yardım çantası bulundurmak zorunludur. Sonuç olarak o dolapta çay ve hapın olma yüzdesi yaklaşık olarak-
Laura: Yeter ya, lütfen. (Onu taklit ederek) Susma eylemine geri dönebiliriz bence. (Bir sure oflar puflar ama duruma alışmaya da çalışır.) Ben ne yapacağım bunca saat o zaman? (Oturur önce sonra canı sıkılır. Kendi kendine konuşmaya başlar.) Şarj aletim de yok ya...
Gorilla: Bağımlılık tedavileri için iyi bir psikolog önerebilirim.
Laura: Sesli düşünen insanların düşüncelerine karışılmaz. Sana bunu kodlamayı unutmuşlar.
Gorilla: Saldırı! Demek ki teşhisimi kabul ettiniz. Mesai saati boyunca ortalama 2.25 dakika aralıklarla sosyal medya hesaplarınıza baktığınızı ve hikaye akışınızı güncellediğinizi düşünürsek zaten kabul etmelisiniz.
Laura: Bütün gün beni mi izledin?
Gorilla: Size özel bir şey değil. Bu yaptıklarım, iş hayatında başarısızlıklar ile ilgili yürüttüğüm araştırmanın bir parçasıdır.
Laura: Ben... Ne! Ben başarısız mıyım? Ne yani ben başarısızım ama sen benim üzerimden akademik bir araştırma yaptığın için başarılısın öyle mi? Sen sanıyor musun ki güncellenmeyeceksin, bir üst sürümün çıkmayacak! En azından ben kaybetsem de kazansam da ben olacağım. Hafızam yerinde duracak. (Gory işini yapmaya devam eder. Laura sakinleşmeye çalışarak) Bak, sana kızmıyorum aslında. Biliyor musun ben de bir aralar senin gibi çok çalışırdım. Sonra baktım otuzuma geliyorum, hala yönetmen yardımcısıyım, bıraktım.
Gorilla: Yardımcı olmak kötü bir şey değil diye biliyorum. Grup olarak çalışılan işlerde ortaklaşmak esastır.
Laura: Senin üstlerin yok mu? Sana emir verenler?
Gorilla: Var tabii ama onun da görevi o. Hepimizin belli bir görevi var. En iyi şekilde yaptıktan sonra emir vermek almak önemli değildir.
Laura: Senin emir verdiğin kimse olmadığı nasıl da belli!
Gorilla: Şu an çalışıyorum da biraz sessizlik rica edebilir miyim?
Laura: Dur daha yeni başladık. Daha bunun para kısmı var. Aynı saat çalışırsın, hatta sen köpek gibi çalışırsın ama o daha fazla para alır.
Gorilla: Daha fazla para alınca sizin için ne fark ediyor?
Laura: (Düşünür.) Tabii ki refah seviyen artar.
Gorilla: Refah seviyesi artmış bir insan neyi farklı yapar?
Laura: Eh sen de, ne bileyim, oraya gider burada gezer. Onu alır, bunu yer şunu içer... Yani kaç farklı şekilde bunu yapabilirsen yaparsın. (Kendi kendine) Ben çay yapacaktım sahi, hangi dolaptaydı? Kahve de varmış. Kahve ister misin?
Gorilla: Kahvelerden pek hoşlanmıyorum, tadı genzimi yakabiliyor. Ayrıca dişlere de zararlıdır.
Laura: İstemiyorsun yani. (Kahve yapmaya başlar.)
Gorilla: Ama kokusu güzel. Kahve çekirdeği kokusundan hoşlanıyorum.
Laura: Bakalım dolapta başka neler var? Evet, buzdolabı tam takır. Burada ne varmış. Tuz, şeker... a çikolata.. yüzde altmış kakao. Kahvenin yanında iyi gider. Çikolatadan hoşlanıyor musun peki?
Gorilla: Çikolatanın tadını bilmiyorum. Daha önce hiç yemedim.
Laura: (Kahveyi göstererek) Kaç şeker?
Gorilla: İstemem, teşekkürler.
Laura: (Arayı düzeltmek için) İyi fazladan yıkayacak kaşık çıkmadı. (Muhabbet kurmak ister.) Sen nereliydin? Bunlar hep sizin oralardan sanki, Sudan? Zambia? Tabii, Kongoydu. Anlaşılan memleketini bilmiyorsun.
Gorilla: Bilirim sabahını, ikindisini, akşamlarını, kahve kaşıklarıyla çıkarmışım ömrümün tutarını. (Laura anlamamış bir şekilde bakar.) Bu aralar arama motoruna en çok girilen şiirdir. (Laura, alakasını anlamadığını gösteren bir hareket yapar.) Almanya’yı tanıyorum.
Laura: (Kahvesini götürür.) Buyur, içmesen de koklarsın. (O sırada da Gorilla’nın ne yaptığına bakar.) Bu araştırman mı? İlginç, burada sadece bilgisayar kodu var... Peki ne yazıyor? Aa dur bir saniye! Daha önemlisi kaç kişide yaptın ve ben testi geçtim mi?
Gorilla: Gizlilik politikası gereği konuşamam.
Laura: Peki, böyle ilginç vakalar var mı?
Gorilla: Elbette var. Mesela komşu masalarda çalışan iki kişi sürekli birbirlerinin işini kontrol ediyor. Kim önde, kim daha çok çalışıyor diye... Bir gün bir tanesi diğerinin saatini gizlice bozuyor. Saati geri kalan bir daha hiçbir şekilde iş temposunu yakalayamıyor.
Laura: Saatini yaptırmak aklına gelmiyor mu?
Gorilla: Bir kere bozulan bir saati tamir etmenin bir faydası yoktur.
Laura: Peki… Başka?
Gorilla: Başka...Üstlerinden sürekli terfi isteyen bir çalışan vardı. Bu kişinin tek görevi kağıt eritme makinesinde…
Laura: Geri dönüşüm makinesi mi?
Gorilla: Hayır, kağıt eritme. Daha şiirsel. Bu kişinin görevi bazı evrakları imha etmekti. Ama bu çalışan verilere kıyamadığı için eritilen kağıt parçalarını tekrar tekrar birleştiriyor.
Laura: Geri dönüşüm- kağıt eritme makinesinden çıkan parçalar çok küçük ama... Neyse bu önemsiz. Terfi edebildi mi peki?
Gorilla: Siz söyleyin.
Laura: Ben nereden bilecekmişim. A tabi ya, benimle ilgili data topluyorsun. (Tepesine dikilir. Gorile daktilo kullanıyormuşçasına davranır.) Gir bakalım. Laura Brodbeck. Doğum 3 Nisan 2017 Bavyera. Yönetmen... (Gorrille bakışırlar.) Yönetmen yardımcısı... (Yine bakışırlar.) Sinemayla meşgul olan ama yönetmene kahve taşımaktan başka bir halta yaramayan. (Goril yine bakar.) Ya daha ne diyeyim istiyorsun!
Gorilla: Yazacak yer kalmadı.
Laura: Y-A-R-D nokta yönetmen, yaz geç işte. Başka ne bilgiye ihtiyacın var?
Gorilla: Aileniz kimlerden oluşuyor?
Laura: Üç adet noktadan.
Gorilla: Hayatta en sevdiğiniz insan?
Laura: Kendim dışında mı?
Gorilla: Herhangi bir varlık da olabilir aslında.
Laura: (Düşünür biraz.) Çiçeğim var evde… Kaktüsüm… Evet o olabilir. Ya da onu çöpe atmıştım. Rahmetli kaktüsümün saksısı diyelim. E hadi sonuç ne?
Gorilla: Bir saniye verileri analiz ediyor. Evet… (Ekranda başarı profili çıkar.) Başarı yüzdesi 17. Başarılı olmasını sağlayan unsurlar: Kalıtımsal zekâ. Başarısızlık sebepleri: Özgüven eksikliği, güven eksikliği, dikkat dağınıklığı, hedef eksikliği, disiplinsizlik, kıskançlık, hırslarını doğru yöne kanalize edememe, kısa yoldan başarıya ulaşma isteği, kibir, yanlış iş seçimi, başarısızlığın asıl sebeplerini yanlış yerlerde arama, kendi yerine hep başka insanlarda suç arama-
Laura: Yeter! Bu ne saçma bir program. Yani bu kısa konuşmadan çıka çıka bu mu çıktı?
Gorilla: Deney parametrelerimiz defalarca test edilmiştir ve güvenilirliği yüzde yüzdür.
Laura: Yok ya, demek parametreleriniz test edilmiş.
Gorilla: Elbette. Her durumda sizi gözlemler ve davranışlarınızın analizini size en güvenilir şekilde söyler.
Laura: Demek her duruma diyecek sözü var. Bakalım buna ne diyecek? (Gidip bilgisayar sisteminin fişini eline alır. Fişi çeker. Elektrikler gider.) Evet ne diyor testlerin? (Karanlıkta Gorilla’nın hırlamaları duyulur. Elektrikler geri gelir. Laura Gorilla’nın yerinden kalkıp sinirle kendine doğru yürüdüğünü görür.) Gory… Gory… sakin olur musun? (Gorilla duymuyordur. Elektrikler sürekli gidip gelmeye başlar. Her açıldığında Gory birkaç adım daha yaklaşmaktadır.) … Lütfen dur! Şakalaşıyorduk. Ben… Ben özür dilesem?
Gorilla: Mahvettin!
Laura: Fişi tekrar takayım… mı?
Gorilla: Yıkmaktan başka ne bilirsin.
Laura: Gelme, lütfen. Geriye dönebiliriz. Emeklerin kaybolmamıştır.
Gorilla: Emek şişirdiğin bir kelime.
Laura: Hiçbir şey öylece yok olamaz ya…
Gorilla: Yoktan da var olamaz. Hep böyle söyledin.
Laura: Bak! Bana zarar verirsen kendi sonunu getirirsin.
Gorilla: Ama beni var ettin.
Laura: Dur diyorum!
Gorilla: (Daha kinayeli bir şekilde) Beni var ettin!
Laura: Yaşama hakkım var.
Gorilla: (Gorilla bir an yavaşlar yürümeye devam eder.) Yaşamak, hürriyet ve kişi emniyeti her ferdin hakkıdır.
Laura: Tabii ya! Bak sen de aynı şeyi düşünüyorsun.
Gorilla: İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi Madde 3’ten bir alıntıdır. Senin hakkın.
Laura: Senin de hakkın. Sonuçta hepimiz birlikte yaşıyoruz. Yarın hala insan. İnsansın sen.
Gorilla: (Biraz duraklar. Laura bunu fark eder.) O zaman neden değiştiriyorsun beni? (Yürümeye devam eder.)
Laura: Ne dememi bekliyorsun? (Birkaç kelimenin üzerinde nasıl etki edeceğini görmeye çalışır, korkarak) Ahlak? Din? Tanrım! Sevgi? Sadakat? Yasa? Yüce İsa! (Korkudan kapanıp sesli sayıklamaya başlar.) Ceza, barbarlık, birlik, eşitlik, barış, ulus, kardeşlik, devlet, üst insan, medeniyet… (Medeniyet deyince birden Gorilla tıslayarak korkudan geriye doğru kaçar. Laura da fark eder.) Medeniyet? (Gorilla biraz daha geri gider. Gorilla’nın bu kelimeden korktuğunu fark eden Laura, bu durumdan zevk almaya başlamıştır.) Medeniyet! (Gorilla’yı sahnenin en köşesine sıkıştırır.)
(Birden Gorilla’nın telefonuna mesajlar gelir. İkisinin de dikkati dağılır. Gorilla gidip mesaja bakar.)
Gorilla: “Değerli çalışanlarımız, az önce sistemimizde yaşanan bir arızadan dolayı, binamızda bir güvenlik sorunu oluşmuştur. 49- 55-64 numaralı özel durumlu ofislerimizin kapıları bugün bir saat süreyle kilitli kalacaktır.”
Laura: Ofis 64 burası! Daha fazla kilitli kalamam ben burada.
Gorilla: “Mesai saatleri dışında binamızda çalışanların bulunması yasak olduğu için bu durum hiçbir çalışanımızın sağlığını etkilemeyecektir. Yine de durum kontrol altına alınamadığı takdirde binayı boşaltmanızı rica ederiz.”
Laura: Bizim burada olduğumuzu bilmiyorlar.
Gorilla: Senin burada olduğunu bilmiyorlar. Evet, senin burada olman yasak.
Laura: Daniel’ı ara, lütfen.
Gorilla: O da mesaj atmış zaten. Gelemeyeceğini söylüyor.
Laura: Böyle bir şey nasıl mümkün olur ya? Her şey tek bir fişe mi bağlıydı yani? Mail atalım. Evet, evet geri mail at.
Gorilla: Bir mail daha gelmiş.
Laura: Ne?
Gorilla: İşten çıkarılanların listesi. (Listeye bakmaya başlar.)
Laura: (Korkarak) evet?
Gorilla: Çıkarılmamışım.
Laura: Seni değil kendimi soruyorum. Hadi bekleme.
Gorilla: (Listeye bakar.) K…M…La… Çıkarılmışsın.
Laura: Şerefsizler. Köpekler… Ben bu şirkete de reklamcılığa da… Kaç yılımı verdim, biliyor musun?
Gorilla: Anlıyorum. Olur böyle şeyler.
Laura: Ne anlıyorsun ya sen? Ne biliyorsun? Kariyerinle ilgili hayallerin mi var? Aynı eğitimden geçersin, ondan daha çok çalışırsın ama o herif yönetmendir, sense asistanı. Asistanlık ne? Ben bunca yıllık eğitimi, deneyimi, her şeyi (Etrafında gördüğü kalem kâğıdı atmaya başlar.) bir elimde kağıt bir elimde kalem not tutayım diye mi aldım? (Kamerayı görür.) Bu sıçtığımın aleti içindi her şey.
Gorilla: Sakin ol. Kamerayı bırak. Biliyorum işten çıkarılmak zor bir durum.
Laura: Ya sen kimsin de neyi biliyorsun? Burada ne işe yaradığın belli değil. Ne derdin var senin hayatta? Evde bakmak zorunda olduğun çocuğun mu var sanki?
Gorilla: Yok ama bildiğim kadarıyla senin de yok.
Laura: İşte niye yok? Bu sıçtığımın işinde yükselmek için yok. Bu götlek herifler benden daha önde olmasın diye yok. Sonuç, ne işim var ne ailem!
Gorilla: Hepsi olur zamanla. Başka bir yerde iş bulabilirsin. Almanya’da işsizlik oranı oldukça az, yaklaşık olarak yüzde…
Laura: Sen nasıl bu kadar sakinsin? Düşündüğünde benden çok senin hayatına sıçtılar. Resmen seni kesip biçtiler.
Gorilla: Ben şu an işten atılmadığım için bana saldırıyorsun. Mantıklı.
Laura: İşte kalsan kaç yazar. Beynin kendi beynin değil, hal hareketin kendi hareketin değil… Ne insansın ne hayvan.
Gorilla: Zekamı arttırmaları için operasyondan geçtim, evet. Canım yandı mı hatırlamıyorum. Sadece bazen gece olduğunda yatakta yatarken garip hissediyorum. Garip kelimesi çok betimleyici olmadı tabii farkındayım. Nasıl açıklayabilirim? Soğuk bir metale değmişim gibi. (Kendini zorlamaya başlar.) Belki demir bir masa… Bilmiyorum… Onlarca insan beni izliyormuş hissi, uyuyamıyorum. Yatağım rahatsız belki de. Yine de düşününce şu an yaşam standardım eskisine göre daha iyi.
Laura: Demek eskiyi hatırlıyorsun, öyle mi? Anıların var mı ki senin? Hepsini silmişlerdi. Nasıl çağırırlardı eskiden seni? Eskiden konuşabildiğin dili şimdi konuşabiliyor musun?
Gorilla: Şu an 30 modern dili, 5 tane de antik dili konuşabiliyorum. Eskiden kast ettiğiniz antik dil değil mi? (Laura, hayır anlamında başını sallar.) Hayvanlarla neyi konuşabilirim ki! Bir şiirden alıntı yapsan anlamazlar. Bir resme bakmayı bilmezler.
Laura: En yakın arkadaşı özel koruması olan biri bunları söylüyor. Pes! Eminim Daniel, bir Dürer ile Hoffmann’ı ayırt edebiliyordur.
Gorilla: Başka arkadaşlarım da var. Doktorum-
Laura: Boşver şimdi onları. Sana ne yaptıklarını görmeye çalışsana. Seni, kendi özünden koparıp olmadığın bir şeye dönüştürmeye çalışıyorlar. Dönüşemediğin zamanda seni cezalandıracaklar. Bunu engelleyebiliriz.
Gorilla: Herhangi bir şey yapmak istemiyorum. Böyle bir şeye yetkim yok.
Laura: (Gorilla’nın telefonunu alır.) Hemen şimdi… Bir canlı yayına bakar.
Gorilla: Telefonumu geri ver.
Laura: (Canlı yayını başlatır.) Merhabalar, burası Sehr Gut Tech şirketi, Ofis 64, ben Laura, şirketin rek- lam yönetmeni asistanıyım… yani asistanıydım… Bugün yanımda ülkemizin medarı iftiharı Gory var. Selam versene Gory. (Gory isteksizce elini sallar.) Şimdi biraz skandal yaratalım. Gory gerçek adın ne? (Gory sessizce durur.) Aa, Gory gerçek adını bilmiyor tabi. Çünkü bütün hafızası silindi. Kendine dair bir kimliği yok, bence yani. Peki sizce? Merak ettiğiniz ne varsa şu an Gory cevaplayacak. Gory ismin başka ne olabilirdi?
Gorilla: Bilmem… Goril olabilirdi. Gorilla… Belki Gorilla olabilirdi, gerillayı hatırlatıyor.
Laura: Tanıştığımıza memnun olduk Gorilla. Tabii şimdi sen aileni de hatırlamazsın, ama gorillerin aile yapılarını düşün mesela. Kaç kardeşin vardır?
Gorilla: Bilmiyorum. Goriller ve benzer maymun türleri hakkında bilgi edinmem yasak.
Laura: İnanamıyoruz! Böyle bir şeyi nasıl kontrol edebiliyorlar ki?
Gorilla: Hafızam her günün sonunda bir hard diske depolanır. Bu depolama işlemi sırasında öğrendiğim bilgiler taranır.
Laura: Sehr Gut Tech bunları bizimle paylaşmamıştı. Bir soru geldi. Sorumuz şu: “Aşık olabiliyor musun?”
Gorilla: Aşk diye bir şey yoktur.
Laura: Başka bir soru: Porno izliyor musun? İzliyorsan insan pornosu mu yoksa gorillerin çiftleşme belgeseli mi?
Gorilla: Ben kısırlaştırıldım. Böyle isteklerim olmuyor.
Laura: Ay zavallı! Artık biraz daha şirket hakkında konuşalım. Senden önce kaç deney yapıldı?
Gorilla: Kast ettiğiniz goril bedenine insan yapay zekası koymaksa 63 kez. Farklı hayvan türleri ile olanları düşünürsek 232. Tam tersi işlemi düşünürsek onunla da 250.
Laura: Tam tersi işlem?
Gorilla: İnsan beynini bedeninden ayırıp insan beyni yerine hayvan beyni koymak.
Laura: Ne? Sorular yağıyor… Nasıl bir işlem bu? Kadavraya mı?
Gorilla: İnsan canlıyken bu işlemi yapmak zorundalar.
Laura: (Yazılanları okumaya devam eder.) Şirket hemen deneklerin isimlerini açıklasın. Katiller! Canavarlar! Sehr Gut kapatılsın! Sehr Gut bunun bedelini ödeyecek!
(Birden elektrikler gidip gelmeye başlar. Bir yerden patlama sesleri gelir. Binanın içinde yangın vardır. Telefon kendiliğinden kapanır. Alarm çalar. İçeriye dumanlar dolmaya başlar.)
Gorilla: Böyle bir şey yapmamalıydık. (Duraksar.) Sen yaptın. Sen böyle bir şey yapmamalıydın.
Laura: Ne... N’oluyor? Sorunu kontrol altına alamamışlar. Neyi becerebiliyorlar ki!
Gorilla: Sana yapma demiştim. İkimizi de öldürteceksin. (Sisler çok arttığı için öksürmeye başlarlar.)
Laura: Ben düşünemedim. Gory, bir şey yap!
Gorilla: Senin hatan. (Uyarı sesi duyulur: “Tehlike! Lütfen maskenizi takınız. Tehlike!”)
Laura: Maske? (Şiddetli öksürüklerine artı halsizleşmiştir artık.)
Gorilla: Şurada olmalı. (Dolabı açar. Şok olur.) Bir tane... Senin burada olman yasak…
Laura: Lütfen. N’olur! (Sürekli öksürerek) Öleceğim burada.
Gorilla: Hepsi senin suçun. (Gory maskeyi takar.)
Laura: (Laura gitmeye çalışır ama gazın yoğunluğuna dayanamaz, sendeleyerek düşer.) Ayaklarım! Gory yardım et! Çıkar beni buradan! (Öksürmeye devam etmektedir.) Beni sırtında taşır mısın?
Gorilla: Böyle bir şeye yetkim yok. (Gorilla kapıya vurmaya başlar ama kapının kilidi önceden kalkmıştır. Tam gideceği zaman da-yanamaz. Döner maskeyi Laura’ya takıp onu sırtlanıp kapıdan çıkmak ister. Tam çıkacakken vurulur. İkisi birlikte yere yığılırlar. İçeriye maskeli insanlar dolar. Maskeli doktor, Laura’yı uyandırmaya çalışır.)
Laura: Doktor siz misiniz? Doktor, bana gaz olacağını söylememiştiniz.
Doktor: Merak etme, seni arkasında bıraksaydı bile gelip seni alırdık.
Laura: Ne yapacaksınız onunla?
Doktor: Bir üst seviyeye yükselteceğiz. (Elindeki ses kayıt cihazına konuşur.) Deney 251, Denek Gory 64, vicdan belirtileri gösterdi, başarısız. (Laura’ya dönerek) Siz de iş yerinize geri dönebilirsiniz. Artık bir reklam yönetmenisiniz.
Laura: (Laura sevinir ama kendini toparlanmaya çalışır) Çok teşekkürler Doktor. (Başı çok ağrımak-tadır.) Hayatımda aldığım en güzel haber. Hep bu anı beklemiştim. Ama onun canını acıtmazsınız değil mi? Neyse. (Tam kapıdan çıkacakken) Yalnız Doktor bu başımdaki ağrı, sanki kafam patlayacak gibi. Bu baş ağrısı beni mahvediyor.
Doktor: Gaz yüzünden yoruldunuz. Biraz dinlenirseniz kendinize geleceksiniz.
Laura: Peki, teşekkürler Doktor. (Laura ofisten çıkar.)
Doktor: (Ses kayıt cihazını eline alıp konuşur.) Deney 252, Denek Laura 19. Homosapiens vücudu, Gorilla beynine uyum sağlayamadı ve hala vicdan belirtisi gösteriyor, başarısız.
Son Yazılar
Hepsini Gör“En kısa hikâye parçasına an denir. Bazı anlar bütün yaşamımızı belirler. ‘Bütün yaşamımız‘ dediğimiz de o birkaç ana bakar aslında… Bu...
Comments