top of page

Heskife Dolanan Merdiven

‘Doğum günün için, nice yıllara Rozarin’

Yaz günü, çamların altında

Açık seçik bir tebessümle soruyorsun:

“-Bir rüya mı seni buralara sürükleyen?”

Ben ise, loş ışıkların içinde, takılıp kalıyorum sararmış dişlerine.

Çam ağaçları arasında dolanıp, reçine topluyorum gece vakti;

Bir karınca sürüsüyle aynı gayeyi taşıyoruz bünyemizde;

onlar bir arada, ben seninle.

Karıncalar bırakmıyor zihnimi, takip ediyorum gittikleri yere

zerdüşt tapınağı içinde sıcakla bütünleşen yuvaları;

ipekle bezenmiş insanlar, duacılar koca ateşe.

Karıncalardan arda kalan,

seher vakti bir patika ve yel değirmenleri ardına insanlar…

Rozarin!? Doğduğun topraklara dolanıyorum, adının doğduğu yere!

Yaz günü,

Güzel gözlerini sürüp, tekrar tekrar soruyorsun:

“-Aynı rüya mı seni buralara sürükleyen?”

Yosun tutmamış denizler, kavruk leblebiler senin için

hafif bir iniltiyle, kokulu nar çiçekleri doğduğun topraklarda.

Küçük bir akıntının etrafına

Büklüm büklüm serilmiş papatyalar, mis kokulu zambaklar

Sen, toz toprak içinden yeşermeye devam ederken;

ben, zambakları koklarken eziliyorum.

Bilemiyorum,

Esen rüzgârları değiştirmedikçe minik ellerinle, izlemeye devam ediyorum sadece

Benim tutkumu biliyorsun, ne bunlar ne de başkası

Ey Rozarin, tanıyacaklar bizi

Dokunuyor adını söyleyememek, manası su akıntılarında gizli.

Zambaklar senin olsun başka mis kokulu çiçekler de

Benim tutkum, o kaldırım çiçeğinde gizli

Son Yazılar

Hepsini Gör

Yorumlar


Öne Çıkanlar
Son Yüklenenler
Bizi Takip Edin
  • Facebook Classic
  • Twitter Classic
  • Instagram Social Icon
bottom of page