top of page

Tavan Arası

eskidendi…

geçmeye hazır bir ömre inanmak için

gençtim henüz

fazlası ile parlaktı gökyüzünün elleri

ve hayatın foyası öyle sık sık akmıyordu o zamanlar…

incindikçe,

inatla gülümsemenin dahi iyileştiremediği yaralar açılınca,

büyülü bir zaman denizi karşıladı beni küf kokusuyla;

körlüğümle tanıştım tüm düğümlerimin ortasında…

eskidendi…

zihnimin tavan arasına katlanmış,

istiflenip usulca bırakılmış

anı artıklarından, korkulardan, yenilgilerden

ve tüm vazgeçişlerden hortlayan

kelimesiz cümleler

çehreme düşmeye başlardı…

içimi dökmeye çöplük değil,

içimdeki çöplükte beni bulacak

tiksintisinden arınmış bir umut arardım

aynadaki suretimde,

sır ve sim her gün ayrı bir resim çizerdi gözlerime

‘bu ben değilim’ diye sayıklarken

çınlardı dağarcığım.

çok zaman sonra

o esrik manzarayı gördüm kalbimde…

gökyüzü simsiyah bir parıltı olma uğruna

yıldızlarını kurban ederken kendine

içseslerim sustu aniden…

geçmeye hazır ömrün beni de yanında götürüşlerine

ve en çok engebeli yolları seçişlerine uydum,

kırdım kalbimi, kendi peşimden yola koyuldum.

kendime koşarken

derin uykularından habersiz insanlar

ve kartondan hayatlar tanıdım…

düşlerinde yürüdüm ayaklarımı yere vurarak

hiç ama hiç anlamadılar…






Son Yazılar

Hepsini Gör
KÜMÜLATİF

Sümerliler tapınaklarını yedi katlı inşa ederlerdi. Bunu bir cuma günü Hasan’dan öğrendim. “Gerçekten herkesin okuması gereken bir...

 
 
 

Comments


Öne Çıkanlar
Son Yüklenenler
Bizi Takip Edin
  • Facebook Classic
  • Twitter Classic
  • Instagram Social Icon
bottom of page